13 Ekim 2020 Salı

Zen Ve Ben

 


Bir gün yatağımda uzanmış film izlerken zihnimde bir şekil belirdi izlediğim şeyden ilgisiz bir şekilde. Çizim defterime zihnimdekini geçirmeye çalıştım, ama pek beceremedim. Zihnimdeki görüntüyle kalakaldım, sonra da unuttum gitti. Bu sabah Pinterest'te dolaşırken zihnimdeki şekil karşıma çıktı, bakıp kaldım. Daha önce görmediğime eminim, sembolleri unutmam genelde. Yine de fazla emin olmaya gerek yok. Bilinçaltı; duyduğumuz ama duyduğumuzu unuttuğumuz, gördüğümüz ama gördüğümüzü unuttuğumuz şeyleri önemli ya da önemsiz demeden saklıyor, sonra da istediği zaman bilinç üstüne çıkarıyor. Hemen tütsümü, mumumu yaktım, beyaz çay yaptım, rahatlatıcı müziğimi açtım ve başladım araştırmaya, okumaya.

Zen; kökeni Hindistan'daki Dhyana okuluna kadar uzanan bir Mahayana Budist okulunun Japoncadaki ismi.

Sanskrit dilinde "uyanmak, idrak etmek, bilinçlenmek" anlamına geliyor "budh".  Buddha ise; "uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş" anlamına geliyor. Yani hepimiz Buddha olabiliriz ama zor tabi. 

Bu konuda okunulacak, öğrenilecek o kadar çok şey var ki. Her okuduğum başka bir şeye götürüyor, zincirleme hepsi ve sonu yok. Meditasyon yapabilen biri değilim.

Okudukça anladım ki Buddha olamadan öleceğiz. Böyle bir farkındalık, anda kalma, bilinç, zihin kontrolü, kendini biliş imkansız kadar zor. Aslında mantığını bile anladığımızı sanmıyorum. 

Hevesle başladığım her şeyin sonu gibi oldu bu yazı da, pozitif başlayıp negatife döndü :)

Bu hayatlarda olmaz, bu kafayla olmaz. Şehir, ülke, hatta boyut değiştirmek lazım. Ya geçmişteyiz ya gelecekte. Kaçımız şu anda burada. Bunu yazarken bile ben burada değilim aslında. Aklım çoktan gitti. Geçmişte, çok mutlu ve huzurlu olduğum anlarda tüm duyularımla hissetmeye zorlardım kendimi. Bu anı unutma derdim zihnime, ellerime, burnuma, kulaklarıma, gözlerime. Kendimi tam veremediklerimi unuttum tabi. Ama öyle çok güzel anı, öyle çok mutlu anı biriktirmişim ki. Konuşulan bir konu, bir koku ya da herhangi bir şey götürüveriyor o ana. Ama o hislere götürmüyor. Mutluluğun, huzurun yerini burukluk almış. Mutlu olduğumuz anların toplamı ya hayat, ben yaşadığımı hissettiğim çok ana sahibim. Yaşarken sıkıcı gelen anlar dahi güzel hatırlanabiliyor.

Anda olmayı çoğu zaman istemeyiz ki zaten. Çünkü olmak istediğimiz yer çoğunlukla olduğumuz yer değil, gördüğümüz insanlar görmek istediklerimiz değil. Anın içinde mutlu olmak için sonsuz bir kabulleniş, demir gibi irade, sıfır melankoli, sıfır kaygı ve bolca odaklanma lazım. Bunları sağlayabilmek için uzun bir listem var. Bu da beni Zen'den uzaklaştırıyor, çünkü Zen; hangi durumda ve ne yapıyor olursan ol zihnin özgür olmalı diyor. 


Belli ki bu konuya daha çok kafa yoracağım :)



Wikipedia'dan alıntılar içerir.

35 yorum:

  1. zen şu hayatta en sevdiğim konulardan biri yaa. gündelik yaşamda da olabiler, illa doğada olmak gerekmiyoo, hıım bak, zen kaçıkları, jack kerouac okuuu ilk romanlardan bu konudaa :) sonraa alan watts kitapları okuuu, sonra bak son film seçkimde zatouchi adlı filmi izle bak zen ustası sonraaa yine müthiş bir film var, dört mevsim, kim ki duk, mutlaka izle bu filmi, sonraaa matsuo başo var, zen şiirleri, haiku şiirleri yazıyo, onu okuuu, sonraa daa zen eti zen kemiği adlı zen öyküleri kitabı var, onu bul net sahaflarındaaan :) bertolucci, little buddha adlı filmi izleee :) sonraa tanrılar okulu adlı kitabı okuuuu :) bi dee aklında olsun yol yayınları, nevzat erkmen, ilhan güngören kitaplarıı, bir de zen ve motosiklet bakım sanatı adlı kitap var. heeey ay bunları oku izle bak. bi de hep yaz zen ile ilgili yeni yazılar, yine konuşuruz yaniii :) zen için bol temizlik yapmalıııı :) oleeey :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesin ve kesin hepsine bakacağım, daha önce hiç araştırmamıştım, okumamıştım ve izlememiştim Zen ile ilgili şeyleri. Önerdiklerinin hepsine bakacağım tek tek, teşekkür ederim. Artıııı Allah aşkına sen her şeyi nasıl biliyorsun, nasıl bir akıl, beyin var sende, bu nasıl bir hafıza maşallah, ne yiyorsun, ne içiyorsun noluuuur söyle :)

      Sil
    2. :) çikolata jelibom puding filan ondandır hafızam kiki. ayol işim ingilizce, çeviri ve ders, yani binlerce ne kadar bilmiyom yani işte diyelim en az 50 bin kelime bilsem ezbere veya 100 bin, hafızam olmasa tercümanlık dapamam yanii :) bi de bu film kitapları blogumda yazdım daha önce, bi de zaten defterlerim var , yazıyom her şeyi, kitapları felan, günlüklerim anı defterlerim de var, unutamam yani, hafızam da iyi dikkatim de, e ayrıca, hep böyle kitap müzik sinema ve yabancı dil ile ilgilendim, belli konular yani. yani unutabilemem. başka şeylere ilgi duymuyoom, yemek gezmek dışında tabii :)

      Sil
    3. Okurken yoruldum, sen yaparken yorulmuyorsun, harikasın valla :)

      Sil
  2. heey baaak, anı yaşamak için dalgınlıktan kurtulmak için yani bikaç yöntem var :) yolda yürürken örneğin ellerini sıkıp açmak kurtarıyor dslmaktan, veya yanağına vurmak, göğsüne vurmak evdeyken filan, ya da kafanı yanlara doğru hızlı hızlı sallamak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yürürken elleri açıp kapatmayı deneyeceğim. Timüs bezine vurup nefes egzersizi yapmayı duymuştum. Yöntemler iyi, kafa sallamak hariç, malum vertigo, oynatmayalım kristalleri :)

      Sil
    2. :) vertigo adlı filmi izleee, eski siyah beyaz çokzeel, kim novak :)

      Sil
    3. :) tamam bakarım, teşekkür ederim :)

      Sil
  3. heey bak bugünkü yazım bir zen öyküsü yaniii, pencere adlı yazım :)

    YanıtlaSil
  4. çok güzel yazmışsın. son paragraf her şeyi anlatıyor aslında. olmak istediğimiz yerlrde değiliz ki, niye anda kalalım? ama bunun farkında olmak da bir şey bence ve inanıyorum ki bu farkındalık daha güzel şeyleri getirecek. zenle ilgili öğrendiklerini ve öğreneceklerini okumak isterim. birazcık faydalanayım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni anlamana sevindim. Benzer şeyler hissetmek, yalnız olmadığımızı bilmek güzel. Bu farkındalık doğru kararlara yol açtığı sürece sorun yok :)
      Bilgi edindikçe paylaşırım seve seve, teşekkürler :)

      Sil
  5. Anda kalmayı denedim ama kalamadım :)

    YanıtlaSil
  6. çok doğru söylediniz, anda kalamıyoruz. ya geçmişteyiz ya gelecekte. bunu kırmamız lazım önce..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zihnimiz böyle çalışmaya o kadar alışmış ki, çalışma düzenini kırmamız zor ama imkansız değil. Anda olmaya değecek yerlerde ve insanlarla olduğum sürece anda olmaya varım :)

      Sil
  7. Zen felsefesi benim de ilgimi çekiyor bir ara çok yoğunlaşmıştım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimiz daha fazla huzur arıyoruz sanırım :)

      Sil
  8. Kapitalizm her şeyin cıcığını çıkardığı için budizm, zen, çakra...bu tip konuları içinden araştirmadım şimdiye kadar. Ama arkeoloji ve antropoloji gösteriyor ki ilkel insan diye bir şey yok, yani kadim kültürlere sadece dekor öğesi olarak bakmamak lazım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişten günümüze gelen hiçbir şeyin şu an ki hali gerçek hali değil bence. Kadim ögeler gerçekten öğretilmiyor ya da bilen kimse kalmamış. Sadece havada yüzeysel bilgiler kalmış gibi. Gerçekten bu öğretilerle günümüzde huzur bulan ve her nefesinde farkındalıklı bir insan olduğunu düşünmüyorum.

      Sil
  9. son paragrafı çok beğendim.sorgulmanız hoşuma gitti çünkü bir öğretiyi anlamak sorgulamaktan geçiyor.yazının sonunda, an'da kaldım ve oldu demiş olsaydınız, peh derdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene sevindim, sorgulamak pek hoşuma gitmiyor çünkü bir yere vardırmıyor beni ya da sadece sorgulamak yetmiyor.
      Umarım bir gün hep an'da kalmayı başarırız :)

      Sil
    2. Sorgulamak başlangıç bana göre sonrası tabii ki eyleme kalmış. Umarım bir gün 🌿

      Sil
    3. Başlangıçta kalmamak için iradeyi güçlendirmek ve kontrol sağlayabilmek lazım sanırım.

      Sil
  10. bununla ilgili annemin kocaman bi kitaplığı var ben de okumuştum epey. çok dallı budaklı konular. bunun için belki biraz da alaylı olmak gerekiyor. sonradan dahil olma durumu daha zor. bunca stresle nasıl yaparım dememeli. içten kapat tüm kapıları kendine dön, içeride öylesine cıvıldayan bi enerji var ki fark ettiğinde her şeyi farklı gözle görüyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel açıklamışsın. Öncelikle düşünebileceğim, kendime dönebileceğim bir ortam lazım bana. İçimde bir cıvıldayan enerji var ondan eminim ama nadiren ortaya çıkıyor :)
      Böyle konular için gerçekten zaman ayırmak, bol bol araştırmak lazım. Ortalıkta çok fazla çöp bilgi var çünkü.

      Sil
  11. Haklısın, ucu bucağı yok. Okudukça karmaşıklaştı benim için, ama aslında çok basit. Hayata geçirmesiyse dediğin gibi bu çağda, bu hayatlarda imkansız. Aslında düşününce çağ ile değil de yine dediğin gibi refah düzeyiyle ilgili. Öyle ki yaşamak için çalışmak zorunda olmayacaksın ve getirisine ihtiyacın olmayan bir hobini işin haline çevireceksin, hem gezip eğlenip, hem sosyalleşip hem inzivaya çekilebileceğin bir sürü yere gitme fırsatın olacak, misal fotoğrafçı olacaksın. O şekilde sanırım yaşamın anlamını bulabilirdim :) Zen'de yemek yiyorsan yemeği düşün, yürüyorsan ona odaklan vs diyor anda kalmak için ama temelinin bu kadar basit olduğunu sanmıyorum, zaten bunların da basit olduğunu sanmıyorum. Geçmişte bir ana gidince ya da geleceği tasarlarken anda olmak imkansız. Gerçeklik - rüya konusu benim için hep çözülemeyen bir sır olacak zaten. Zaman - mekan algımı yitirdiğim çok oluyor.
    Cümlemi beğenmene sevindim :)

    YanıtlaSil
  12. Al benden de o kadar :) Gerçi derine dalamıyorum ben, bir noktada tıkanıp kalıyorum, ilgimi kaybediyorum. Felsefenin her türü uzmanlık alanımdı bir ara, gerçekten çok zaman ayırdım, çok ilgilendim, okudum, araştırdım ama bu uzun zaman önceydi ve baktım ki bir yere de varmadım, saldım ipin ucunu. Uygulanamayan her fikir boş gibi gelmeye başladı bir noktada. Dediğin gibi birazını bile özümsesek o bile bir fark yaratır.

    YanıtlaSil
  13. Bu o kadar uzun zaman önceydi ki okuduklarımı da, kitapların isimlerini de hatırlamıyorum. Akıllı telefon yoktu o zaman öyle söyleyeyim :) Akıllı telefon beni aptal birine dönüştürdü sanırım :) Eğer güzel bir kitaba denk gelirsen paylaşırsan çok mutlu olurum. Yardımcı olamadığım için üzgünüm.

    YanıtlaSil
  14. öğrenecek ne çoook şey var evet. Ve anda olun diyorlar ama içinde bulunduğumuz anı sevmiyorsak; ondan uzaklaşmak da istiyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın, çok şey var ve zihnimiz çoğunlukla gerekli değil gereksiz bilgilerle dolu. Suçlu biziz.
      İstemiyorsak değiştirmeli, değiştiremiyorsak kabullenmeliyiz diyeceğim ama kırk katır mı kırk satır mı gibi oldu bu da.

      Sil

Öne Çıkan Yayın

İllüzyon

Nedenini bilmiyorum ama eski defterlerin bol bol açılma zamanı sanırım bu ara.