12 Ocak 2022 Çarşamba

Ağaç Ev Sohbetleri - 125

 


Sohbetleri bir yerden yakalamak lazım değil mi!

Bu hafta seçilen konu çok sevimli olduğu için hemen yazmak istedim.

Sevgili Deeptone arkadaşıma konu için teşekkür ederim. Adının üzerine tıklayarak yazısına ulaşabilirsiniz.

"Ne tür bir hayvana sahip olmak istersiniz, evcil hayvan olarak veya başka nedenlerle?"

Ben küçükken apartmanın kapısında misafir yolcu ederken sapsarı bir muhabbet kuşu başımızın üzerinden apartmana girmişti ve bizim evde misafir oldu yaşamı boyunca. Bu çok da uzun sürmemişti ne yazık ki. Bir gün kafeste ölü bulduk onu. Nedense benimseyemedik birbirimizi ve kaybedince eksikliğini hissedemedik. İsim bile koymamıştık. Sanırım bizim hatamızdı.

On yıl kadar önce de bir arkadaşım kaplumbağasını bana vermişti. Eve getirdiğimde korkmuş ve bir süre kabuğundan çıkmamıştı. Sonra evin bir parçası oldu. İsmi Arthur'du. Annem çok fazla alıştı ona. Ev arkadaşı gibiydi onun. Koltuğun üzerinde iki dakika yalnız bıraktığımızda hemen atardı kendini aşağıya. Annem bir dostuyla konuşur gibi sürekli onunla sohbet ettiği için bıktığından da kendini atıyor olabilir tabii. Camın önüne koyunca boynunu iyice uzatır dışarıyı izlerdi.

Bir sabah ölü bulmuş annem. Hemen eline alıp uygun bir şeye koyarak uyku dönemine mi girdi diye sormaya gitmiş çokça kaplumbağası olan birine. Cevap annemi daha da yıktı. Uyumuyordu. Babam alıp bir parka gömmüş. Neresi olduğunu da annem ısrarla sormasına rağmen söylememiş, gidip başında ruhuyla konuşup ağlamasın diye. Umarım gömmüştür, çünkü babamın herhangi bir hayvana sempati duyduğunu sanmıyorum. Bir hafta ağladı annem, boşluğa düştü. İnsan türünün dışında bir canlıya bağlanmamış biri ne demek istediğimi anlamayacak ve saçma bulacaktır belki. Ama bağlandıysanız ne hissedildiğini az çok bilir ve hissedersiniz.

Bir daha evde hayvan besleyemedik. Arthur'un arkadaşı Tinkerbell'i de çokça kaplumbağası olan tanıdığa verdik.

Bu kadar dram yeter. 

Şu anda bir canlıyı ev arkadaşı seçecek olsam bu bir kedi olurdu. Muhtemelen British Shorthair. Siyah tüylü kedilere de sempatim var tür farketmeksizin. Sorumluluk kısmıysa beni aşıyor.

Konu başlığını ilk okuduğumda erk hayvanı gibi algıladım. Her şeye spiritüel açıdan bakma eğilimim var. Ruhen yakınlık duyduğum hayvanlar kurt ve yılan. Evcilleştirilmeleri mümkün olur muydu bilmiyorum ama bunu istemezdim zaten. Kendi doğalarını koruyarak bana zarar vermeden, aksine beni benimseyerek yanımda kalsınlar isterdim. Tabii dediklerimin çoğu kurt için geçerli, o benim ruh hayvanım.



13 yorum:

  1. Evde hem kendi hem kopeğim var ama imkanım olsa en az 3 kedi daha alırım .
    hepsine aşığım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorumluluk almayı da kediler kadar seviyorsun demek ki :)
      Kediler değişik canlılar :)

      Sil
  2. Kurtları ben de çok severim, etkileyici geliyorlar bana. :)
    Benim muhabbet kuşum kaçmıştı ona çok üzülmüştüm. Bir sürü kuş kaçtı evden ama ilk kuşa çok bağlanmıştım dışarıda bayağı aradım. İnsanlara çok alışkındı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kurtlar çok etkileyiciler :)
      Belki bizim sarı kuş gibi sahip değiştirmiştir.

      Sil
  3. dizilerde hep kurt var, ormanda yalnızken kurt görsem herhalde o anda bayılırım :) annen ve arthur hoşmuş, evet belki de anne durdurundan bıkmıştı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben görsem kalakalırım herhalde, kaçmak zor sonuçta. Bayılmak hiç iyi olmaz :)
      Zavallı Arthur kesin bıkmıştı :)

      Sil
  4. Dışarıdan bakınca kaplumbağa sarılıp sevilecek bir hayvan değil ama o bile sevdiriyor kendini, insan varlığına alışıyor ve yokluğunu hissediyor. Suçluluk duygusu da var tabi, neden böyle oldu diye.
    Umarım bir gün istediğin bir canlıyla ev arkadaşı olursun 🥰

    YanıtlaSil
  5. Anneni o kadar iyi anlıyorum ki. Sadece ben değil, tüm hayvan severler anlıyordur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türü farketmeksizin sevdiklerimiz hep iyi ve hayatta olsa ne güzel olurdu.

      Sil
  6. Ne kadar net bir yazı olmuş. Kendi eksikliklerini, bu konuda nerde durduğunu çok iyi ifade etmişsin. Herkes yapabileceklerinin, kapasitesinin farkında olarak bu işe soyunmalı.
    Aslında herkes, her şey ilgi ister. İnsan da, hayvan da, çiçek de... en baştaki sarı kuş gibi.
    Eline sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun çok iyi geldi, çok teşekkür ederim🥰

      Sil
  7. Arthur ismi kaplumbağaya ne güzel yakışmış:) Evet, bağlandıktan sonra ölüm nedeniyle ayrılmak çok yıkıcı oluyor. Annemlerin Oscar isimli bir köpekleri vardı, haftalarca yasını tutmuşlardı ölünce.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adı çok yakışırdı ona, gerçekten bir asaleti vardı :)
      İnsana hiçbir zararı olmayan, sevgiden başka bir şey beklemeyen bir canlıyı kaybetmek daha da zor sanki.

      Sil

Öne Çıkan Yayın

İllüzyon

Nedenini bilmiyorum ama eski defterlerin bol bol açılma zamanı sanırım bu ara.