Nerdeyse yarısına geldim kitabın ve hakkında iki cümle yazmadan duramadım. Öncelikle kesinlikle tavsiyemdir. Lezzetli kitaba rastlamak bazen zor olabiliyor, malum arayınca bulunmuyor. Benim gibi koku delisi iseniz, adı bile yeterli merak etmek için.
İlla ki söylenecek çok şey var kitap için ama ben yaş itibariyle en çok ölümsüzlük ve yaşlanmayı alt etmek konularına takıldım. Gerçekten de yaşlanma ve ölümü çağırıyor olabilir miyiz bir noktada! İstisnalar ve kadersel konulara girmiyorum elbette ama normal bir yaşam süreci geçiriyorsak 30 yaşından önce pek de düşünmeyiz bu konuları. Zira hastalık yaşlıların işidir ve biz kendisinden son derece uzak ve bir haber arkadaş çevremizle laylaylom yaşar gideriz. Ta ki yaş olur 30, fark ederiz ki bir nesil yavaştan gidiyor. Ölümle tanışırız. Ama daha sıra bize gelene kadar çok zaman vardır. 35'ten sonraysa artık arkadaşlarınız da aileniz de çoğunlukla hastalık konuşur olmuştur. Bu hep böyle değildi muhakkak. Pandemiden sonra toptan kaygı bozukluğu oldu herkeste. Bende durum farklı. Ben pandemiden önce daha kaygılıydım. Bende her şey ters işler zaten.
Şu an Venüs saati. Öpüldünüz;)
Ben de çok sevmiştim bu kitabı.
YanıtlaSilSevilmeyecek gibi değil :)
SilBu kitabı tatilde okumuştum. O yüzden bölük pörçük aklımda kalmış. Normalde beğendiğim kitapları hatırlarım çünkü. Yine okumak istediklerimden. Ben de yaşlanma ve ölüm konusunda kaygılı değilimdir ve işin ilginci hiç de olmadım ve inşallah da olmam :)
YanıtlaSilBu sahneden mutlu inelim :)
SilSağlık en önemlisi aslında. :) Genç biri sağlıksızsa 60 yaşında sağlıklı olan birinden daha zorluk çekebilir.
YanıtlaSilBahsettiğim, normal yaşam döngüsü elbette.
Sil